Abstract
New viral diseases seem to be emerging globally with increasing frequency. Most of the emerging viruses are zoonotic, that is, communicated by animals to humans. Many different factors can contribute to the emergence of a new viral disease. These factors are: virological determinants, several genetic mechanisms that drive virus evolution such as mutation, recombination and reassortment; individual host determinants such as the host immune response, specific risk behaviors and physiological factors; host population determinants such as human demographics and behavior, international travel and community; environmental determinants such as ecological and zoonotic influences. These determinants need to be understood for prevention and control of emerging viral diseases. Developments in molecular and genetic epidemiology are helping us understand pathogen virulence, transmission patterns, and host susceptibility. Almost always there is a need for epidemiological field investigation to assess the risk to the human and/or animal populations.
Yeni virüslerin daha çabuk tanımlanmasına bağlı olarak yeni viral hastalıkların ortaya çıkışının hızla artığı görülmektedir. Yeni ortaya çıkan virüslerin çoğu zoonotiktir ve hayvanlardan insanlara bulaşmaktadır. Yeni viral hastalıkların ortaya çıkışında pek çok farklı faktörler katkı sağlar. Bu faktörler: mutasyon, rekombinasyon ve genlerin yeniden yapılanması gibi değişik genetik mekanizmaları içeren virolojik faktörler; konağın immünitesi, davranışı ve fizyolojik durumu gibi bireysel konak faktörleri; insan populasyonunun gelenekleri, uluslararası seyahatleri ve yakın temas gibi konak populasyon faktörleri, ekolojik ve zoonotik çevre faktörleridir. Güncel yeni viral hastalıklardan korunma ve hastalığın kontrolü için bu determinantların iyi bilinmesi gerekir. Moleküler epidemiyoloji alanındaki gelişmeler; virüs virülansının, bulaş şeklinin ve virüse karşı konak duyarlılığının anlaşılmasında yardımcı olmaktadır. Bu nedenle, insan ve/veya hayvan populasyonunun infeksiyon riskini azaltmak için moleküler epidemiyolojik alanda araştırmalara daima ihtiyaç vardır ve yapılmalıdır.