2Department of Nuclear Medicine, Faculty of Medicine, Erciyes University, Kayseri, Turkey
3Department of Hematology Erciyes University, Kayseri, Turkey
4Department of Hematology, Erciyes University Medical Faculty
5Department of Internal Medicine, Erciyes University Medical Faculty
6Department of Radiology, Erciyes University Faculty of Medicine, Kayseri, Turkey
7Erciyes University, Nucleer Medicine, Kayseri, Turkey
8Department of Hematology, Faculty of Medicine, Erciyes University, Kayseri, Turkey
Abstract
Purpose: Diagnosis and treatment of post-therapy active residual disease (PTARD) is essential in patients with lymphoma. After treatment, Ga-67 scan is considered as a useful technique for monitoring response in these patients.
Materials and Methods: Between December 1998 and January 2004, 63 patients histopathologically diagnosed with Diffuse Large Cell Lymphoma (DLCL) were studied. Patients were evaluated before and after treatment with a whole body Ga-67 scan in addition to other imaging techniques. International Prognostic Index (IPI), and clinical variables were determined according to criteria reported by the International non-Hodgkin's Lymphoma Prognostic factors Project.
Results: Among the patients with positive computed tomography (CT) scan, the 5-year relapse-free and overall survival rates were 70% and 78% for those with negative scans compared with 23% and 35% for gallium-positive patients, respectively (p< 0.004, p<0.008). Furthermore, the 5-year relapse-free and overall survival rates were 92% and %91 for those with negative scans compared with 33% and 40% for gallium-positive patients (p< 0.001, p< 0.004), among the patients with negative CT scan. All patients were divided into two groups according to the IPI index after therapy and the 5-year relapse-free survival rate for negative Ga-67 scan is 75%, as compared with 42% for restaging positive Ga-67 scan (p<0.004) in the patients with low IPI score.
Conclusion: Ga-67 scan is capable of detecting PTARD that remains undetected at CT and it appears to be a better predictor of outcome than previously evaluated pretreatment risk factors in patients with DLCL.
2Department of Nuclear Medicine, Faculty of Medicine, Erciyes University, Kayseri, Turkey
3Department of Hematology Erciyes University, Kayseri, Turkey
4Department of Hematology, Erciyes University Medical Faculty
5Department of Internal Medicine, Erciyes University Medical Faculty
6Department of Radiology, Erciyes University Faculty of Medicine, Kayseri, Turkey
7Erciyes University, Nucleer Medicine, Kayseri, Turkey
8Department of Hematology, Faculty of Medicine, Erciyes University, Kayseri, Turkey
Giriş: Lenfomalı hastalarda şifa sağlamak için, tedavi sonrası aktif rezidüel hastalığın (PTARD) tanınması ve tedavi edilmesi gereklidir. Bu amaçla bu grup hastalarda, tedavi sonrası yanıtın değerlendirilmesinde Ga–67 ile tüm vücut tarama oldukça yararlı bir teknikdir.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Kasım 98 ve Ocak 2004 arasında histopatolojik olarak Diffüz Büyük Hücreli Lenfoma (DLCL) tanısı alan 63 hasta alındı. Hastalar tedavi öncesi ve sonrası diğer görüntüleme yöntemlerinin yanısıra tüm vücut Ga–67 sintigrafisi ile değerlendirildi. Uluslararası Prognoz İndeksi (IPI) değişkenleri Uluslararası Non-Hodgkin Lenfoma Prognostik Faktor Projesinin önerileri doğrultusunda detaylı olarak hesaplandı.
Bulgular: CT (+) bulunan hastalar arasında, Ga–67 (-) hastaların 5 yıllık hastalıksız ve toplam sağkalımları %70 ve %78 iken Ga–67 (+) hastalarda bu oran sırasıyla %23 ve %35 idi (P< 0.004, p<0.008). Ek olarak CT (-) hastalar arasında Ga–67 (-) hastaların hastalıksız ve toplam sağkalımları %92 ve %91 iken Ga–67 (+) hastalarda bu oran %33 ile %40 olarak saptandı (p<0.001, p<0,04). Aynı şekilde tüm hastalar tedavi sonrası IPI indeksine göre iki gruba ayrıldığında düşük IPI skorlu hastalar arasında negatif Ga–67 taraması olanlarda hastalıksız yaşam süresi %75 olarak saptanır iken, bu oran pozitif Ga–67 taramasıyla yeniden evrelenen hastalarda %42 olarak kaydedilmiştir.
Sonuç: Ga–67 taraması CT ile saptanamayan PTARD sonuçlarını saptamak için uygun bir yöntemdir. Ayrıca DBBH‘li hastalarda tedavi öncesi belirlenen risk faktörlerine göre daha iyi bir klinik sonuç belirleyicisidir.