2Department of Pulmonary Diseases Uludağ University, Bursa-Turkey
Abstract
Purpose: When chronic obstructive pulmonary disease (COPD) deteriorates, lipid metabolism may worsen and serum triglyceride levels decrease in response to hypoxia. It was aimed to evaluate the relationship between severity of disease, emphysema pattern and serum triglyceride level.
Materials and Methods: The patients with stable COPD who had not additional clinical problem that could be the reason of malnutrition were included in the study. Serum triglyceride levels, spirometric, anthropometric and demographic characteristics of cases were recorded and evaluated prospectively.
Results: A hundred patients (81/19 M/F) with stable COPD were evaluated. Mean serum triglyceride level was 109.7±12.2mg/dl. It was observed that serum triglyceride level correlated with the duration of disease (r=0.298; p=0.003), the number of hospitalization (r=0.199 p=0.047), retrosternal distance (r=0.214; p=0.033) negatively and with %FEV1(r=0.247; p=0.013), FEV1/FVC (r=0.212; p=0.035) and distances of intersinusal line to dome of diaphragm(r=0.286; p=0.004) positively. In 29 cases serum triglyceride levels were in normal range, but in 71 cases not. The values of %FEV1 (p=0.049) and %PEF (p=0.001) were found significantly lower than others in cases that serum triglyceride levels were out of normal range.
Conclusion: Serum triglyceride level correlated with spirometric findings positively. It was observed that lower serum triglyceride level, so frequent emphysema pattern was. We think that serum triglyceride level might be effective parameter for evaluating severity of disease, emphysema pattern and systemic impacts of hypoxia.
2Department of Pulmonary Diseases Uludağ University, Bursa-Turkey
Amaç: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) şiddetlendikçe, hipoksiye bağlı olarak lipid metabolizmasında bozukluk ve serum trigliserit seviyesinde azalma meydana gelir. Çalışmamızda serum trigliserit düzeyleri ile hastalığın ağırlığı ve amfizem parametreleri arasında ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Malnütrisyona neden olabilecek ek problemi olmayan stabil KOAH'lı hastalar çalışmaya dahil edildi. Olguların serum trigliserit düzeyleri, spirometrik, antropometrik ve demografik verileri kaydedilerek prospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular: Seksen biri erkek 19'u kadın, 100 stabil KOAH'lı hasta değerlendirildi. Ortalama serum trigliserit düzeyi 109,7±12,2mg/dl idi. Serum trigliserit düzeyi ile hastalık süresi (r=0,298; p=0,003), toplam yatış sayısı (r=0,199; p=0,047) ve retrosternal mesafe (r=0,214; p=0,033) arasında negatif; %FEV1 (r=0,247; p=0,013), FEV1/FVC(r=0,212; p=0,035) ve kostofrenik-kardiyofrenik sinüs uçlarını birleştiren çizginin diyafragma kubbesine uzaklığı (r=0,286; p=0,004) arasında pozitif korelasyon saptandı. Serum trigliserit düzeyi 29 hastada normal sınırlarda, 71 olguda ise düşük bulundu. Serum trigliserit düzeyi düşük KOAH'lı olguların normal olgulara oranla %FEV1 (p=0.049) ve %PEF (p=0.001) değerlerinin anlamlı derecede düşük olduğu belirlendi.
Sonuç: Serum trigliserit düzeyleri ile spirometrik değerler arasında pozitif ilişki saptanmıştır. Serum trigliserit düzeyi düşük olgularda amfizem parametrelerinin daha belirgin olduğu belirlenmiştir. Serum trigliserit düzeyinin, KOAH'ta hastalığın ağırlığını, amfizem yapısını ve hipoksinin sistemik etkilerini göstermede etkin bir parametre olacağını düşünmekteyiz.